Galileo’nun Kilise ile Savaşı Bilimin cezalandırıldığı yıllar olarak bilinir. Bilim, gözlem ve akıl yürütmeye dayanır. Ancak her çağda bu yöntemler, dini veya siyasi otoritelerin sınırlarını zorlamıştır. 17.yüzyıl İtalya’sında, Galileo Galilei bu çelişkinin sembolü haline geldi. Galileo, doğayı doğrudan gözlemleyerek Aristoteles’in otoritesine meydan okudu. Aynı zamanda, Katolik Kilisesi’nin kutsal metin yorumlarına karşı geldi. Bu nedenle hem bilim tarihinin ilerlemesini sağladı hem de en ağır bedellerden birini ödedi. Önce ise Aristoteles ile mücadele edecekti.
Galileo’nun Düşünsel Kökenleri: Aristoteles’e Karşı Gözlem
Galileo, klasik skolastik düşüncenin temeli olan Aristoteles felsefesine karşı çıktı. Aristoteles, doğadaki olayları niteliksel olarak açıklamış; deney yerine mantıksal çıkarımlar kullanmıştı. Galileo ise doğanın matematiksel bir düzenle işlediğini savundu. “Evrenin dili matematiktir” diyerek ölçülebilir verilerle gerçekliğe ulaşmak gerektiğini vurguladı.
Galileo, Pisa Kulesi’nde yaptığı düşme deneyleriyle Aristoteles’in “ağır cisimler daha hızlı düşer” iddiasını çürüttü. Cisimlerin aynı hızla düştüğünü gösterdi. Bu deneysel yaklaşım, modern fiziğin temelini oluşturdu1. Teleskop evrim geçirecekti, öyle de oldu.
Teleskopun Evrimi ve Gökyüzünün Devrimi
1609 yılında Hollanda’da icat edilen teleskopu Galileo geliştirdi. 20 kata kadar büyütme sağlayan bu teleskopla Ay’ı, Jüpiter’in uydularını ve Güneş lekelerini gözlemledi. Gözlemleriyle gök cisimlerinin mükemmel ve değişmez olduğu düşüncesini çökertti.
1610’da yayımladığı Sidereus Nuncius (Yıldızların Habercisi) adlı eserinde şu bulgulara yer verdi:
- Ay’ın yüzeyinde dağlar ve vadiler bulunduğunu açıkladı.
- Jüpiter’in etrafında dört uydunun döndüğünü gözlemledi.
- Venüs’ün evrelerini göstererek, Güneş merkezli sistemin doğru olduğunu kanıtladı.
Bu gözlemler, Batlamyus’un (Ptolemaios) Dünya merkezli modeline darbe vurdu. Galileo, Kopernik’in fikirlerine gözlemsel destek sundu. Bilimde yeni bir dönem başlamıştı.
Kopernik Devrimi: Bilimde Yeni Bir Dönem
1543’te yayımlanan De revolutionibus orbium coelestium adlı eserinde Nicolaus Copernicus, evrenin merkezine Güneş’i yerleştirdi. Dünya’yı ve diğer gezegenleri Güneş etrafında dönen cisimler olarak tanımladı2. Bu görüş, sadece bilimsel değil, teolojik anlamda da devrim niteliğindeydi. Çünkü Kilise’nin kutsal metinlere dayalı Dünya merkezli evren görüşü sarsıldı.
Galileo, Kopernik modelini yalnızca benimsemekle kalmadı, onu halka açıklamakta ısrar etti. Bu ısrarı, Kilise ile çatışmasının temelini oluşturdu. Kilise ile çatışma artık kaçınılmaz bir şey olacaktı.
Kilise ile Çatışma: Sapkınlık Suçlaması
1616 yılında Katolik Engizisyonu, Kopernikçi görüşleri “sapkınlıkla sınırdaş” olarak tanımladı. Aynı yıl Kardinal Bellarmine, Galileo’ya yazılı olarak bu görüşleri savunmaktan kaçınmasını emretti3. Galileo, bir süre sessiz kaldı. Ancak Papa VIII. Urbanus’un göreve gelmesiyle ortamın yumuşadığını düşündü.
1632’de yayımladığı Dialogo sopra i due massimi sistemi del mondo adlı kitabında, üç karakter yoluyla Batlamyus ve Kopernik sistemlerini tartıştırdı. Kitap, açıkça Kopernik sistemini destekledi. Simplicio adını verdiği karakterin ağzından Batlamyus sistemini savunarak onu alaya aldı. Bu karakterin Papa’yı temsil ettiği iddiası, Galileo’nun sonunu hazırladı4.
Yargılama Süreci ve Mahkûmiyet
1633’te Engizisyon, Galileo’yu Roma’ya çağırdı. Mahkemede Galileo’ya kitabındaki düşünceler nedeniyle sapkınlıkla suçlama yöneltildi. İşkence tehdidi altında fikirlerinden vazgeçtiğini belirtti. Mahkeme, Galileo’yu ömür boyu ev hapsine mahkûm etti ve kitabını yasakladı.
Engizisyon kararında şu ifadeler yer aldı:
“Sen, Galileo, Engizisyon tarafından sapkınlık suçuna düşmekten suçlu bulunuyorsun. Bu nedenle tüm eserlerin yasaklanmıştır. Dualarını yaparak tövbe edeceksin.”5
Ev Hapsindeki Son Yıllar: Sessizlikte Büyüyen Bilim
Galileo, Floransa yakınlarındaki Arcetri’deki villasında ömrünün kalanını geçirdi. 1638’de, engizisyon sansüründen kaçarak Hollanda’da yayımladığı Discorsi e dimostrazioni matematiche intorno a due nuove scienze adlı eseriyle modern mekanik kuramlarının temelini attı. Bu eserde:
- Hareketin sürekliliği,
- İvmenin matematiksel ifadesi,
- Mukavemet hesapları gibi konulara yer verdi.
Galileo, 1638’de tamamen kör oldu. Öğrencileri Viviani ve Torricelli, ona yazılarını yazmada yardım etti. 1642 yılında hayatını kaybetti. Mezarı bile Kilise tarafından gizli tutuldu.
Galileo Sonrası Bilim ve İade-i İtibar
Galileo’nun ölümünden sonra fikirleri bilim dünyasında yayılmaya başladı. Isaac Newton, Philosophiae Naturalis Principia Mathematica adlı eserinde Galileo’nun deneysel yöntemlerini temel aldı6. Ancak Kilise, Galileo’ya karşı tavrını yüzyıllarca sürdürdü.
1979 yılında Papa II. Jean Paul, Galileo’nun davasını incelemek üzere bir komisyon kurdu. 1992 yılında Papa, Kilise’nin hatalı davrandığını ilan etti:
“Galileo olayı, trajik bir karşılaşmadır. Bilimsel araştırmanın bağımsızlığını tanımalıyız.”7
Bilimin Onuru Gecikse de Gelir
Galileo Galilei, çağının ötesinde düşünen bir bilim insanıydı. O, yalnızca teleskopuyla gökyüzünü değil, insanlığın zihinsel ufkunu da genişletti. Gözlem, deney ve aklın rehberliğinde ilerleyen bilim, onunla birlikte dogmaya karşı en güçlü duruşunu sergiledi. Kilise, onu susturduğunu sandı; fakat Galileo’nun sesi, yüzyıllar boyunca yankılanmaya devam etti. Bugün bilim adına konuşan her kişi, Galileo’nun mirasını yaşatıyor.
Kaynakça
- Drake, Stillman. Galileo at Work: His Scientific Biography. University of Chicago Press, 1978. ↩
- Copernicus, Nicolaus. De revolutionibus orbium coelestium. 1543. ↩
- Finocchiaro, Maurice A. The Galileo Affair: A Documentary History. University of California Press, 1989. ↩
- Fantoli, Annibale. Galileo: For Copernicanism and for the Church. University of Notre Dame Press, 2003. ↩
- Heilbron, John L. The Sun in the Church: Cathedrals as Solar Observatories. Harvard University Press, 1999. ↩
- Newton, Isaac. Philosophiae Naturalis Principia Mathematica, 1687. ↩
- Papa II. Jean Paul, Galileo’yu Aklayan Açıklama, 31 Ekim 1992. ↩
Galileo’nun Kilise ile Savaşı uzun yıllar geçtikten sonra olmuş olsada zaferle sonuçlanmıştır.
@tarihlibilim
1 comment